Adıyaman Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yapan sanığın İstanbul 9. Ağır Ceza (Kapatılan) Mahkemesinin 2006/65 Esas sayılı dava dosyasında 09/02/2006 tarihinde vekaletname ile katılanın vekilliğini üstlendiği, 15/06/2006 tarihinde yapılan ilk duruşmaya katılarak tahliye talep ettiği ve 28/09/2006 tarihli ikinci duruşmada da sanığın savunmasına katıldığını beyan ederek savunmada bulunduğu, 10/04/2007 duruşmaya mazeret bildirmeksizin katılmadığı………..

5. Ceza Dairesi         2013/952 E.  ,  2014/4458 K.

 

“İçtihat Metni”

Tebliğname No : 5 – 2012/190172
MAHKEMESİ : İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2012
NUMARASI : 2011/163 Esas, 2012/82 Karar
SUÇ : İhmal suretiyle görevi kötüye kullanma

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Adıyaman Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yapan sanığın İstanbul 9. Ağır Ceza (Kapatılan) Mahkemesinin 2006/65 Esas sayılı dava dosyasında 09/02/2006 tarihinde vekaletname ile katılanın vekilliğini üstlendiği, 15/06/2006 tarihinde yapılan ilk duruşmaya katılarak tahliye talep ettiği ve 28/09/2006 tarihli ikinci duruşmada da sanığın savunmasına katıldığını beyan ederek savunmada bulunduğu, 10/04/2007 duruşmaya mazeret bildirmeksizin katılmadığı celsede esasa etkili bir işlemin yapılmadığı ve bir kısım sanıkların dinlenmesi için ara kararı kurulduğu ve 31/07/2007 tarihli celsede ise katılanın sanığı azlettiğine dair dilekçesi alınarak dosyaya konulduğu ve daha sonraki celselerde de katılana CMK 150/3. maddesi uyarınca müdafii atandığının anlaşılması karşısında, azledildiğini öğrendiği için duruşmaya katılmadığını beyan eden sanığın bu savunmasının aksini kanıtlamaya ve katılanın mağduriyetine yol açtığına dair yeterli delil bulunmadığı ve atılı suçtan beraetine karar verilmesi gerektiği halde yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
Kabule göre de,
5237 sayılı TCK’nın 53/1-e maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının ertelendiği gözetilmeden TCK’nın 53/4. maddesi hükmüne aykırı şekilde hak yoksunluğuna karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Share

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: