Bedeli ödenerek satın alınmış ve emanet edilmiş altının iade edilmemesi nedeniyle açılan alacak istemine ilişkin davada; davalının, iş yerinde çalıştırdığı diğer davalının fiillerinden sorumluluğunun, TBK m.66’da düzenlenen adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında olduğu, davalının yargılandığı ve mahkumiyet aldığı ceza dosyasındaki beyan ve ikrarlarının davalıyı bağlayacağı, o halde; bütün davacılar için davalının da sorumlu tutulması gerektiği

3. Hukuk Dairesi         2020/4504 E.  ,  2020/7862 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar, kuyumcu olduklarını, davalı şirketin hurda altın işi yaptığını, yetkilisinin diğer davalı … olduğunu, davalı …’in ise şirketin sigortalı çalışanı ve piyasada kuyumcuların muhatabı olarak hareket ettiğini, davacı …’in 325 gr, … ’ın 300 gr, … ’ın 1.511,72 gr, … ’in 90,26 gr has altın alacaklarının olduğunu ancak ödenmediğini ileri sürerek her bir davacı için belirtilen miktarlarda altın karşılığı bedeli toplamı 220.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, ayrı ayrı davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, bedeli ödenerek satın alınmış ve emanet edilmiş altının iade edilmemesi nedeniyle açılan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, “…Ceza dosyası içerisindeki davalı … beyanları ve bilgisayar kayıtları birlikte değerlendirildiğinde davalı …’nın davacı …’ya ait 1511 gram altını, davacı …’na ait 300 gram altını, davacı …’a ait 307 gram altını, davacı …’ye ait 143 gram altını uhdesinde tuttuğu ve bunların davacılara iade etmediği anlaşıldığından talep ile bağlı kalınarak davacı …’in 325 gram altın karşılığı 31.983,25 TL, davacı …’nun 300 gram altın karşılığı 29.523,00 TL, davacı …’nın 1511 gram altın karşılığı 148.768,36 TL, davalı …’dan alacaklı olduğu mahkememizce kabul edilerek bu miktarın alacağın dayanağı haksız fiil hükümlerine dayandığından yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline; Bilgisayar kayıtları yazılı delil başlangıcı olarak kabul edildiğinden, davacılardan …’nin isminin kayıtlı olduğu, diğer davacıların isimlerinin kayıtlı olmadığı, farklı isimlerle kaydedilen diğer isimlerin ise davalı …’in beyanı ile davacılar …, … ve …’na ait olduğu tespit edilmiştir. Davacılar …,…,… açısından davalı
…’ın iş yerine ait bilgisayar kayıtları HMK 202. Maddesi kapsamında yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceğinden, davalı …’nın beyanı kendisi açısından bağlayıcı olacağından ve davacılar tarafından da HMK 200 ve devamı maddeleri gereğince talep ettikleri bedellerin davalı … uhdesinde olduğu usulüne uygun olarak ispat edilemediğinden, davalı … aleyhine açmış oldukları davanın reddine, davacı …’nin ise, yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilen bilgisayar kayıtlarında isminin ve 143 gram altın alacağının kayıtlı olduğu anlaşıldığından ve bu husus tanık beyanlarıyla doğrulandığından, davalı …’de ceza yargılamasında bilgisayar kayıtlarındaki bu kaydı doğruladığından, davacı …’nin davalı … ve … hakkındaki davasının kabulüne, ancak kuyumculuk alanında faaliyet gösteren davacının satın aldıkları ve kendi hanesinde değerlendirme imkanı bulunan altınların buna aykırı olarak satanın uhdesinde bırakması hayatın olağan akışına aykırı olması karşısında kusursuz sorumluluğu bulunan davalı … yanında davacı …’in de %25 müterafik kusuru olduğu mahkememizce değerlendirilerek, taleple bağlı kalınarak 90.26 gram altın karşılığı 8.882,48 TL’den kusuru oranında %25 indirim yapılarak 7.106,00 TL’sinin bu miktarın alacağın dayanağı haksız fiil hükümlerine dayandığından yasal faiziyle birlikte davalı … ve …’den tahsiline” gerekçesiyle Davacıların davasının kısmen kabulüne, Davalı … Döviz ve Altın Ticaret A.Ş. hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, eldeki davada davalı …’in, iş yerinde çalıştırdığı diğer davalı …’in fiilerinden sorumluluğu TBK m.66 da düzenlenen adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamındadır. Davalı …’in yargılandığı ve mahkumiyet aldığı ceza dosyasındaki beyan ve ikrarları davalı …’i de bağlar. O halde mahkemece, bütün davacılar için davalı …’in de sorumlu tutulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenine göre davacıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşama yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacılar ile davalı …’a iadesine, 11.136,75 TL Bakiye temyiz harcının davalı …’ya yükletilmesine 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Share

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: