Davacıya ait raporların incelenmesinde, öncesi hesaplanmadığı halde 11.10.2012 tarihinden sonra sürekli şekilde rapor kullandığı ve raporlu gün sayısının 129 gün olup 18 hafta 3 güne tekabül ettiği, kanunen bekleme süresinin ise ihbar öneli+6 hafta olup davacı için 8+6=14 hafta olduğu ve bu sürenin aşıldığı kanunen haklı fesih şartlarının gerçekleşmiş olduğu olayda, davacı tarafın kendisinden daha uzun süreli rapor kullanan kişilerin işyerinde çalışmaya devam ettikleri yönündeki iddiası ve davalı işverence dosyaya ibraz edilen belgeler ve 24.04.2014 bilirkişi raporunda gerçekten davacıdan daha uzun süreli rapor kullandığı halde çalışan işçiler olduğunun tespit edildiği, bu nedenle davalı işverenin eşit işlem borcuna aykırı davrandığı ancak bu durumun haklı feshi ortadan kaldırdığı halde geçerli feshi ortadan kaldırmayacağı ve feshin geçerli hale geldiği mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi         2014/12653 E.  ,  2014/20246 K.

“İçtihat Metni”

T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava Türü : İşe iade

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm taraflarca süresi içinde temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş ise de; işin mahiyeti itibariyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 02.10.2000-18.03.2013 tarihleri arası davalı işyerinde çalıştığını iş akdinin İş Kanunu 25/1-3. maddesi gerekçe gösterilerek feshedildiğini, müvekkilinin 04.05.2011 tarihinde geçirdiği iş kazası sonrası sol ayağının masa altına sıkışıp, sağ dizini de masanın ayağına çarptığını ancak olayın sıçaklığıyla hemen farketmediğini 1 hafta sonra dizinin şişmesi nedeniyle 15.06.2011-05.07.2011 tarihleri arası rapor alıp işyerine verdiğini ve daha hafif bir işe verilmesi isteğini bildirdiğini, daha sonra 5 gün daha rapor kulandığını bu rapor sonrası görevinin değiştirildiğini ancak yeni görevinde de ağrılarının devam ettiğini 16.02.2012-14.03.2012 tarihleri arası rapor kullandığını 09.11.2012 tarihinde ameliyat olup raporlu olduğunu belirterek iş sözleşmesinin feshinin haksız olduğunu uzun süredir raporlu olmasına rağmen iş akdi devam eden çalışanlar bulunduğunu ve esasen feshin sendikal nedenle yapıldığını belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren davacının 10.11.2012 tarihinden önce de rapor aldığını ancak 10.11.2012 tarihinden fesih tarihine kadar devamlı surette ve kesintisiz rapor aldığını 140 günden fazla kesintisiz şekilde çalışmadığını, İhbar öneline ek 6 haftanın da geçtiğini ve kıdem tazminatı ödenerek 18.03.2013 tarihinde iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının raporlarının 04.05.2011 tarihli iş kazası ile ilgili olmadığını, iş kazası tespit tutanağı ve raporunda davacının sol ayak bileği ve kafasından darbe almasına karşın davacının kötüniyetli olarak mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını sağ diz kapağından 04.05.2011 tarihinden önce de menisküs tanılı operasyonlar geçirdiğini ve davacının futbol oynadığını ve kaza tarihinden önceki fotoğraflarında da sağ dizinde bandaj takarak oynadığını, sebebin spor yaralanması olduğunu kesinlikle iş kazası olduğunu kabul etmediklerini, kaldı ki davacının ihbar öneline 6 hafta eklenerek bekleme süresinin de dolduğunu, İş Kanununda haklı fesih şartlarının gerçekleşmiş olduğunu, feshin sendikal nedenlerle de bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının 12 yılı aşkın kıdeminin bulunması, davalı işyerinde yasa hükmü gereğince haklı nedenle derhal fesih oluşturacak sürede raporlu olan, hatta bunlardan bir kaçının rapor süresinin de davacının rapor süresinin üzerinde olan ancak iş akdi feshedilmeyen işçiler olmasına rağmen, davalı işverence; davacının iş akdinin doğrudan feshi yoluna gidildiği, dosyada mevcut 24.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda işçinin kıdemine göre azami 8 haftalık ihbar süresi öngörülse dahi buna eklenecek 6 haftalık sürenin toplamının üzerinde rapor alan işçilerin bulunduğunun tespit edildiğini, davacı iddiasını doğrular somut ve tutarlı davacı tanıklarının yeminli anlatımları ve tüm dosya kapsamından; davalı işverenin, İş Hukukunun işçinin korunması ilkesine ve 4857 sayılı İş Kanununun iş güvencesiyle ilgili hükümlerine uygun hareket etmediği, ölçülülük/son çare ilkesine uyulmadığı, davacının iş sözleşmesinin feshedilmesinin geçerli nedene dayanmadığı, işverenin haklı fesih iddialarını delillendiremediği ve ispatlayamadığı ve tüm bu nedenlerle iş akdinin feshi işleminin geçersiz olduğuna karar verilmiştir. Davacı vekili iş akdinin feshinin sendikal nedenlerle yapıldığını iddia etmiş ise de, mahkemece mevcut delil durumu ile tüm dosya kapsamından: davacının, 14.03.2012 tarihinde … Sendikasına üye olduğu, Birleşik Metal İş Sendikasının müşteki olduğu Bursa C. Başsavcılığının 2012/25885 soruşturma nolu dosyasında davacının 27.06.2012 tarihinde içerik itibariyle işveren aleyhine ifade verdiği, “sendika seçme özgürlüğümüze yapılan müdahaleler hakkında” başlıklı bildiride imzasının olduğu, fesih tarihinin ise 18.03.2013 tarihi olduğu, … Sendikasının davalı işyerinde Toplu İş Sözleşmesi yapmak amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına başvuruda bulunduğu, yeterli çoğunluk sağlanamadığı gerekçesiyle Bakanlık tarafından olumsuz yetki tespiti yazısı düzenlendiği, bu olumsuz yetki tespitinin iptaline ilişkin dava açıldığı ve …. İş Mahkemesinin 2013/511 Esas sayılı dosyasında görüldüğü, sorunun sendikalar arası yetki tesbitinden kaynaklı olduğu, üyelik tarihi, C.Savcılığında verilen ifade tarihi ve fesih tarihi gözönüne alındığında , davacının iş akdinin feshi işleminin sendikal nedenle yapılmadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Sağlık nedenleri ile iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/I. maddesinde işçi tarafından ve 25/I. Maddesinde de işveren tarafından bildirimsiz feshi düzenlenmiştir. Bu nedenler a ve b bendinde sayılmıştır. Bu nedenlerin varlığı halinde işçinin iş sözleşmesi bildirim süresi beklenmeden haklı olarak feshedilebilir. Ancak bu fıkrada belirtilen sağlık nedenleri niteliğinde olmayan, ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması ve iş ilişkisinin işveren açısından devamının beklenmez bir hal aldığı durumlarda, işveren işçinin iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. Maddesi uyarınca yetersizliğinden kaynaklanan geçerli nedenle feshedebilir.
Maddenin 1. b bendinin ilk cümlesine göre “İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda, işveren, iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir. Bu doğrudan bir fiziki yetersizliktir. İşverenin bu bent uyarınca iş sözleşmesini bildirimsiz feshedebilmesi için şu üç unsurun bulunması gerekir. Hastalık tedavi edilemeyecek nitelikte olmalıdır, İşçinin işyerinde çalışmasında sakınca bulunmalıdır ve Sağlık kurulu raporu ile saptanmış olmalıdır.
Aynı maddenin birinci fıkrasının b bendinin ikinci cümlesinde ise birinci cümleden farklı olarak, işçinin işine bağlı ve sağlıklı iken kendi kusuruna yükletilmeyen hastalık, trafik kazası veya işyeri dışında uğradığı herhangi bir kazadan dolayı devamsızlığının ihbar önellerine ilaveten altı haftalık süreyi aşması halinde, işveren bildirimsiz fesih hakkını kullanabilir” kuralına yer verilmiştir.
25 maddenin 1. Fıkrasının b bendinde yer alan birinci cümledeki nedenle, ikinci cümledeki neden birbirinden bağımsız nedenlerdir. İşçinin hastalığı tedavi edilemeyecek nitelikte ise işverenin fesih için bildirim süresi ve ilaveten 6 haftalık süre kadar beklemesine gerek olmadığı gibi, tedavi edilebilen ancak aralıksız bildirim süresine ilaveten 6 hafta süren devamsızlık halinde, bu bent uyarınca fesih hakkının kullanılmasına engel bir durum yoktur.
Dosya içeriğine göre davacı her ne kadar 04.05.2011 tarihinde işyerinde geçirdiği iş kazası nedeniyle sağ dizinden yaralandığını ve aldığı raporların iş kazasına dair olduğunu iddia etmişse de, dosyaya taraflarca ibraz edilen rapor ve belgelerin incelenmesinde; 04.05.2011 tarihli İş Kazası raporunda iş kazasının davacının kayma sonucu ölçüm masası altına sol ayak bileğinin girmesi kafasını da yangın söndürme tüpüne vurması suretiyle olayın gerçekleştiği belirtilmiş ve İş kazası tespit raporunda da aynı nedenlere yer verilmiştir. Davacı için her iki yana oluşan yerden röntgen çektirilmiştir. … ve Araştırma Hastanesince gönderilen Epikrizlerde ise davacının kaza öncesi 29.01.2010, 09.02.2010 tarihlerinde Diz kontüzyonu teşhisiyle tedavi edildiği, kaza sonrası 09-15.11.2012 tarihlerindeki operasyon nedeniyle düzenlenen epikrizde ise hastanın son bir yıldır sağ dizde ağrı ve kilitlenme şikayeti ile başvurduğu ve hikayesinde Meniskopati nedeniyle 2004 te ve Tonsillektomi nedeniyle de 2002 tarihinde opere olduğu bilgisinin yer aldığı, davacının 26.05.2001 yılında işyeri spor kulübüne üye olduğu ve aktif futbol oynadığına dair fotoğraf sunulduğu 14.06.2010 yılına ait fotoğrafta davacının sağ dizinde bandaj olduğunun görüldüğü halk arasında menisküs rahatsızlığının sporcu hastalığı olarak da bilindiği, davacıya ait raporların incelenmesinde, öncesi hesaplanmadığı halde 11.10.2012 tarihinden sonra sürekli şekilde rapor kullandığı ve raporlu gün sayısının 129 gün olup 18 hafta 3 güne tekabül ettiği, kanunen bekleme süresinin ise ihbar öneli+6 hafta olup davacı için 8+6=14 hafta olduğu ve bu sürenin aşıldığı kanunen haklı fesih şartlarının gerçekleşmiş olduğu olayda, davacı tarafın kendisinden daha uzun süreli rapor kullanan kişilerin işyerinde çalışmaya devam ettikleri yönündeki iddiası ve davalı işverence dosyaya ibraz edilen belgeler ve 24.04.2014 bilirkişi raporunda gerçekten davacıdan daha uzun süreli rapor kullandığı halde çalışan işçiler olduğunun tespit edildiği, bu nedenle davalı işverenin eşit işlem borcuna aykırı davrandığı ancak bu durumun haklı feshi ortadan kaldırdığı halde geçerli feshi ortadan kaldırmayacağı ve feshin geçerli hale geldiği mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 25.20 TL harçtan peşin yatırılan 24.30 TL harcın tenzili ile bakiye 0.90 TL harç giderinin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının yapmış olduğu 126.65 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
8-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 05.11.2014 gününde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.

Share

Bir yorum ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: