9. Ceza Dairesi 2020/8940 E. , 2021/3299 K.
“İçtihat Metni”
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Katılanlar : 1-…, 2-Hazine
Suç : Tefecilik, bedelsiz senedi kullanmak, dolandırıcılık, resmi belgede sahdecilik
Hüküm : Tefecilik, bedelsiz senedi kullanma, dolandırıcılık suçlarından beraat, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
TCK’nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu Kanunun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanık hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasına CMK’nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekinin katılma hakkı olmadığı, yine mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla tefecilik suçundan kurulan hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından müşteki …’ın temyiz talebinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, ayrıca katılan Hazine vekilinin temyizden vazgeçme dilekçesi sunmuş olduğu da gözetildiğinde incelemenin katılan …’ın sanık hakkında dolandırıcılık ve bedelsiz senedi suçlarından kurulan beraat hükümlerine, sanık müdafiin ise resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazları ile sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanığın dolandırıcılık eylemini kamu kurumu olan İcra Müdürlüğünü aracı kılarak gerçekleştirdiğinin iddia olunması karşısında, sanığın üzerine atılı dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarının sübutu halinde dolandırıcılık fiilinin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d. maddesinde öngörülen “kamu kurumunun aracı olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağı ve aradaki bağlantı nedeniyle resmi belgede sahtecilik ve bedelsiz senedi kullanma suçlarına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu
gözetilip görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla hükümler kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiin ve katılanın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten 5320 sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.