İmzaların borçluya aidiyeti kesin olarak tespit edilemediğinden ve dolayısıyla alacaklının senedi takibe koymada kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğu kesin olarak kanıtlanamadığından, tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması isabetsizdir.

12. Hukuk Dairesi         2021/1962 E.  ,  2021/6556 K.

 

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK’nun 170/3. maddesi uyarınca icra mahkemesi, 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonucunda inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse, itirazın kabulüne karar verir. İtirazın kabulü kararı ile takip durur. Aynı maddenin 4. fıkrasında ise; icra mahkemesince itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklının takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum edileceği hususu düzenlenmiştir.
Somut olayda, imzaya itiraz üzerine,… İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/224 E. sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen 05.08.2019 tarihli raporda “… söz konusu imzaların davacıların eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği ”, icra mahkemesince itirazlar üzerine dosya Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği’ ne gönderilmiş, 15.10.2019 tarihli raporda ise, “ imzaların davacıların eli ürünü olup olmadığı hususunda müspet ya da menfi bir kanaat bildirmek mümkün olamamıştır ” şeklinde rapor düzenlendiği; mahkemece bu raporlar esas alınarak imzaya itirazın reddi ile borçlular aleyhine tazminat ve para cezasına mahkum edilmesine karar verildiği, kararın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gönderilmesi üzerine borçluların istinaf başvurusu kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak imzaya itirazın kabulü ile takibin durmasına ve alacaklının tazminat ile para cezasına mahkum edilmesine karar verildiği görülmektedir.
Toplanan delillere ve alacaklının yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep etmemesine göre, borçlunun imzaya itirazının kabulüne karar verilmesi yerindedir. Ancak, mahkemece hükme esas alınan raporlarda imzaların borçluya aidiyeti kesin olarak tespit edilemediğinden ve dolayısıyla alacaklının senedi takibe koymada kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğu kesin olarak kanıtlanamadığından, tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’ nin 17/12/2020 tarih ve 2020/446 E. – 2020/2600 k. sayılı kararının hüküm bölümünün tazminata ve para cezasına ilişkin (1) nolu bendinde yer alan “-takibe konu asıl alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, -takibe konu asıl alacağın %10′ u oranında para cezasının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına” kısmının silinerek karar metninden tamamen çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 370/2.maddeleri uyarınca ONANMASINA, karar düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 16/06/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Share

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: