maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği ve davacı lehine 8.201 TL vekalet ücretine hükmedildiği gözönüne alındığında, davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13.maddesinin 3. fıkrası gereğince 8.201 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu 13.546,50 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.

3. Hukuk Dairesi         2021/721 E.  ,  2021/2750 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar; davalı ile aralarında 01.04.2010 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığını, davalı şirketin kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 4. maddesinin kendisine verdiği yetkiye dayanarak sözleşmeye ve kanuna aykırı tadilatlar yaptığı için uzun süre ruhsat alamadığını ve 05.05.2013 tarihinde mecurun ayıplı olduğunu ileri sürerek kiralananı tahliye ettiğini, davalının kiralanana verdiği zarar bedeli ve onarım süresinin ….. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/98 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, hatalı tadilatlar nedeniyle kiralananda birçok zarar meydana getiren davalının, 4. maddeyi de ihlal ederek yapılan tadilatları söküp götürdüğünü belirterek, tespit raporu ile belirlenen mecura verilen zarar ve eski hale getirme bedeli 52.271 TL ve erken tahliye nedeniyle tahliye tarihi olan 05.08.2013 ile kiralananın yeniden kiraya verildiği 01.04.2014 tarihleri arası yoksun kalınan 105.678 TL kira alacağının aylık %5 gecikmiş faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; taşınmazda yapılan tadilatların davacıların istek ve onayı ile yapıldığını, halen de taşınmazın bu şekilde kullanıldığını, taşınmazın geç kiraya verilmesinin davacıların kusurundan kaynaklandığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verildiği, 24.03.2015 tarihli hükmün, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 29.09.2015 tarih, 2015/5365 esas, 2015/7612 karar sayılı ilamı ile davalı kiracının tespit edilecek makul süre kira parasından sorumlu tutulması gerekirken davacının talebinin yanlış nitelendirilerek yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı; hor kullanımdan kaynaklanan eski hale getirme bedeli ve tamirat süresi kira alacağına yönelik ise, mahkemece zararların hor kullanımdan mı yoksa normal kullanımdan mı kaynaklandığı belirlenerek söz konusu hasarların onarımı için gereken masraf tutarı ile onarım süresi kira alacağına hükmedilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hor kullanmadan kaynaklı 12.900 TL ve makul süre kira alacağı olarak da 47.187,50 TL’nin tahsiline karar verildiği, 10.07.2018 tarihli hükmün, taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.06.2019 tarih, 2018/7648 E. -2019 /5779 K. sayılı ilamı ile; davalının ve davacıların sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği belirtilerek, mahkemece alınan bilirkişi raporunda son ödenen kira bedeline göre hesap yapılmadığı gibi davacıların aylık talebi de aşılarak hesaplama yapıldığı ve delil tespiti dosyasında yapılan tespit masraflarının yargılama giderine eklenmesi gerekirken tespit giderleri yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin doğru görülmediğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan son yargılamada davanın kısmen kabulü ile hor kullanımından kaynaklı 12.900 TL tazminat ile 44.033 TL mahrum kalınan kira alacağının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince ve davacı vekili tarafından davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine hasren temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, temyiz eden davalının temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine hasren yapmış olduğu temyiz itirazlarına gelince; Karar tarihi itibariyle geçerli olan AAÜT 13. maddesine göre “(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. (3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” hükmü yer almaktadır. Davanın tamamen veya kısmen kazanılması ya da reddedilmesi halinde ise, nispi vekalet ücreti kabul ya da reddedilen müddeabihin değeri üzerinden hesaplanır.
Somut olayda; davanın kısmen kabulü ile 12.900 TL hor kullanma tazminatı ile yine tazminat niteliğinde olan 44.033 TL mahrum kalınan ( makul süre ve onarım süresine ilişkin ) kira alacağının tahsiline, karar verilmiştir. Mahkemece, her ne kadar reddedilen 101.016 TL üzerinden davalı lehine 13.546,50 TL vekalet ücretine hükmedilmiş ise de karar tarihinde yürürlükte bulunan, 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinin 3. fıkrasına göre; maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği ve davacı lehine 8.201 TL vekalet ücretine hükmedildiği gözönüne alındığında, davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13.maddesinin 3. fıkrası gereğince 8.201 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu 13.546,50 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK 438/7. maddesi gereğidir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 8. bendinde yer alan “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 13.546,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinin 3. fıkrası uyarınca takdir olunan 8.201 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,” ibaresi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 2.917,50 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Share

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: