11. Hukuk Dairesi 2012/13423 E. , 2013/12221 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31.05.2012 tarih ve 2011/1696-2012/696 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının … +şekil ibaresi markası bulunduğunu, ancak markanın hiç kullanılmadığını, 556 Sayılı KHK’nin 14. maddesindeki şartların oluştuğunu ileri sürerek, markanın kullanılmaması nedeniyle hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalı markasının 24.02.2010 tarihinde yenilendiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 556 sayılı KHK’nin 14. maddesinden kaynaklanan markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece davalı markasının 24.02.2010 tarihinde yenilendiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, KHK’nın 14. maddesi uyarınca marka sahibi, tescilli markasını kural olarak yurt içinde veya ihracatta, kendisi veya izni ile 3.şahıs tarafından sicilde kayıtlı mallar ve hizmetler için işlevlerine uygun, ciddi, ekonomik şekilde kullanmalı ve markayı kullanmaya kesintisiz beş yıl ara vermemelidir. Beş yıllık süre, tescilden itibaren başlayacaktır.Markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, marka iptal edilir; kullanımın ise marka sahibince ispatlanması gerekir (Dairemizin 2000/5437 E, 2000/6332 K, 2003/9332 E, 2004/4315). Yoksa, sırf koruma süresi sonunda marka başvurusunun yenilenmiş olması markanın davalı tarafından kullanıldığını ispatlamaz.
Bu itibarla, mahkemece davalının markayı kullandığına dair delilleri toplanarak, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün anılan taraf yaranına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.