Sanığın alt sınırı beş yıl veya daha fazla hapis cezası gerektiren suça ilişkin talimatla sorgusu alınamaz.

2. Ceza Dairesi         2022/1446 E.  ,  2022/4421 K.

“İçtihat Metni”

Nitelikli hırsızlık suçundan sanık …’ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/11/2018 tarihli ve 2017/1104 esas, 2018/829 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10/12/2021 gün ve 24899-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/01/2022 gün ve 2021/155892 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre,
1-Sanığın savunmasının 03/06/2018 tarihinde İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesince yakalama müzekkeresi sonucunda alındığı, kovuşturma aşamasında esas Mahkemesince bir daha sanığın savunmasına başvurulmadığı ve sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h maddesinin uygulandığı, bu madde gereğince verilecek cezanın alt sınırının 5 yıl olduğunun anlaşılması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 196/2. maddesinde yer alan “Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir..” şeklindeki hüküm gereği alt sınırı 5 yıl ve daha fazla hapis cezasının gerektiren suçlarda sanığın yakalama emri üzerine dahi olsa istinabe sureti ile sorguya çekilemeyeceğinden, sanığın Mahkemesince sorgusu yapılmadan savunma hakkının kısıtlandığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 29/06/2020 tarihli ve 2020/5826 esas, 2020/6444 karar sayılı ilamında “28.06.2014 tarihli 6545 sayılı Yasa ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h ve 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 150/3 ve 196/2. maddelerii uyarınca … zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, sanık müdafiinin hazır bulunmadığı duruşmada sanığın savunması alınarak aynı Kanunun 188/1 ve 289/1-e maddesine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş…” şeklinde belirtildiği üzere, nitelikli hırsızlık suçundan yargılanan sanığın savunmasının, baro tarafından zorunlu müdafii atanmak suretiyle alınması gerektiği gözetilmeden, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- 2 No’lu kanun yararına bozma isteminin incelenmesinde;
Sanık … hakkında düzenlenen iddianamede, 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h maddesi uyarınca cezalandırılmasının talep edildiği, anılan iddianamede TCK’nın 143. maddesinin uygulanması istenmediği gibi kovuşturma aşamasında da anılan 143. maddenin uygulanma ihtimaline göre sanığın savunmasının alınması gibi bir durumun olmadığı ve kurulan hükümde de TCK’nın 143. maddesinin uygulanmadığı anlaşılmakla; sanığa zorunlu müdafii atanmaksızın yapılan yargılama sonucu verilen kararda bir isabetsizlik görülmemesinin yanında, sanık hakkında TCK’nın 143. maddesinin uygulanması istenmiş olsaydı dahi, 15/06/1949 tarihli, 1948/4 Esas – 1949/2 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme kararında “tevhidi içtihat kararlarına dayanılarak daha önce müstekar bir surette tatbik olunan içtihatlar dairesinde muhkem kaziye teşkil etmiş olan kararlar hakkında karar tahsisi yoluna gidilemeyeceği” şeklinde yer alan hüküm uyarınca içtihat değişiklikleri kesinleşmiş kararlarda geriye yürümeyeceğinden, bu hususun kanun yararına bozma konusu yapılamayacak olması nedeniyle sanık hakkında hırsızlık suçundan (MANİSA) 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 15/11/2018 tarihli ve 2017/1104 E., 2018/829 K. sayılı karara yönelik 2 no’lu kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
2- 1 No’lu kanun yararına bozma isteminin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 196/2. maddesinde yer alan “Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin cezanın alt sınırının 5 yıl olması karşısında; sanık …’ün, yakalama sureti ile başka mahkeme tarafından sorguya çekilemeyeceği gözetilmeden savunma hakkı kısıtlanarak yargılamaya devamla hırsızlık suçundan yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi nedeniyle 1 no’lu kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden sanık hakkında hırsızlık suçundan (MANİSA) 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 15/11/2018 tarihli ve 2017/1104 E., 2018/829 K. sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 14/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Share

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: