Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.

22. Hukuk Dairesi         2012/22279 E.  ,  2013/9296 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin, asgari geçim indirimi, prim ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … Karakülah tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin, 2008 yılı ekim ayından itibaren 2011 yılı Mart ayı dahil olmak üzere aylık ücretlerinin ödenmemesi, gerçek ücretinin resmi kayıtlara yansıtılmaması, prim ve vergi iadesi alacaklarının ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, işçilik alacaklarının işveren tarafından ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı, aylık ücret alacağı, yıllık izin ücreti, vergi iadesi ve prim alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacı işçinin iş sözleşmesini feshinin haksız olduğunu, davacının ödenmemiş alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacı işçinin aylık ücret alacaklarının ödenip ödenmediği ve yıllık izin ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 37. maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
Uzun süre ücretlerinin ödenmediği iddiası karşısında, bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiyeyemin teklif edebileceğinden, işverene yemin teklifihakkının olduğu hatırlatılmalı ve gerekirse bu yönde usulü işlemler tamamlandıktan sonra sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, Mahkemece, davalıların, işçinin aylık ücret alacaklarının ödendiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle, talebe konu aylara ilişkin aylık ücret alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, davalılar vekili, cevap dilekçesinde “her türlü yasal delil” ifadesiyle yemin deliline de dayanmış olup, Mahkemece davalılara, yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılmamıştır. Anılan nedenle, ispat yükü üzerindeolan davalılara, yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonuca göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 225. ve devamı maddeleri uyarınca işlem yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yüküişverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yeminteklif edebilir.
Somut olayda, Mahkemece, davalıların ispat yükünü yerine getirmediği gerekçesiyle, davacı işçinin dokuz yılı aşkın çalışma süresi boyunca yıllık izin hakkını kullanmadığı kabul edilmiştir. Ne var ki, davalılar vekili, cevap dilekçesinde “her türlü yasal delil” ifadesiyle yemin deliline de dayanmış olup, Mahkemece davalılara, yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılmamıştır. Anılan nedenle, yıllık izin alacağı bakımından ispat yükü üzerinde olan davalılara, yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonuca göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 225. ve devamı maddeleri uyarınca işlem yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, davacı işçinin çalışmasının bir kısmının 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde geçmiş olduğu anlaşılmakla, bu dönem çalışması bakımından hak kazandığı yıllık izin sürelerinin 1475 sayılı Kanun’un 49. maddesi uyarınca tespit edilmesi gerekirken, yıllık izin sürelerinin tamamının 4857 sayılı Kanun’a göre tespit edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.04.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, kararın onanması gerekir görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum. 30.04.2013

Share

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: