11. Hukuk Dairesi 2020/123 E. , 2020/3835 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/12/2016 tarih ve 2014/124 E- 2016/105 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 08/11/2019 tarih ve 2017/3033 E- 2019/2424 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının Türkiye’nin en büyük ve en bilinen çizgi film yapımcısı olduğunu, “Pepee” sözcüğünün TPMK nezdinde 2009/08967 nolu marka ile davacı adına tescilli olduğunu ve www.pepee.com.tr alan adının da davacı adına tescilli olduğunu, ayrıca 2010/03261, 2011/00019, 2011/03152 ve 2014/00409 numaralı endüstriyel tasarımların da davacı adına tescilli olduğunu, davalının söz konusu markayı içeren www.pepemarket.com alan adını kendi adına tescil ettirdiğini, davalının bu eyleminin davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, söz konusu sitede davalının maka ve endüstriyel tasarım haklarının müvekkilinin rızası hilafına kullanıldığını, bu durumun İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/17 D. İş sayılı dosya ile tespit edildiğini, aynı dosyada ihtiyati tedbir kararı verildiğini, tedbir kararının İstanbul Anadolu 16. İcra Dairesi’nin 2014/8538 Esas numaralı icra dosyası ile yerine getirildiğini belirterek, 6102 sayılı TTK’nın 55/1, a(4) ve m. 56 kapsamında haksız rekabetin tespitini ve önlenmesini, 556 sayılı KHK’nın m. 61 ve m. 9/e kapsamında marka hakkına tecavüzün tespitini ve önlenmesini, 554 sayılı KHK’nın m. 48 kapsamında tasarım hakkına tecavüzün tespitini ve önlenmesini, öne çıkan zararların telafisi anlamında 5.000,00 TL manevi tazminatın 556 sayılı KHK’nın m. 62, 554 sayılı KHK’nın m. 49 ve 6102 sayılı TTK’nın 56. maddesi uyarınca davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 01.09.2014 tarihli dilekçesi ile de HMK’nın 41. maddesi uyarınca ön inceleme duruşmasına kadar iddia ve savunmaların serbestçe genişletilebildiğini öne sürerek 556 sayılı KHK’nın madde 66/2-b uyarınca davalının elde ettiği kazanç nedeniyle 5.000,00 TL’lik yoksun kalınan kazanç tutarını dava tarihinden itibaren kısa vadeli kredilere uygulanan avans faizi ile birlikte tahsilini ve daha önce talep olunmakla beraber faiz istenmesi sehven unutulan manevi tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının şikayetinden 2014/18 karar sayılı değişik dosyası ile haberdar olduklarını, bunun sonucunda da itirazsız olarak siteyi kapattığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalının 556 sayılı KHK’nın 62. maddesi uyarınca davacının marka haklarına yaptığı tecavüzün durdurulmasına, davalının 554 sayılı KHK’nın 49. maddesi uyarınca davacının tasarım haklarının tecavüzün tespitine ve durdurulmasına, davacının uğradığı manevi zarar nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibarın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibarın işleyecek kısa vadeli kredilere uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kararın kesinleşmesinden sonra masrafın davalıdan alınmak suretiyle Türkiye’de yayınlanan trajı en yüksek 3 gazeteden birinde yayınlanmasına karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 512,33 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 05.10.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.