Sanığın, katılanın işyerine iki kez çiçek gönderdiği ve alkollü olarak konuşmak için gitmesi TCK’nın 105. maddesinde düzenlenen, cinsel taciz suçunu oluşturur.

18. Ceza Dairesi         2015/38673 E.  ,  2017/9359 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın, katılanın işyerine iki kez çiçek gönderdiği ve alkollü olarak konuşmak için gittiğinin kabul edildiği somut olayda, sanığın eylemlerinin, TCK’nın 105. maddesinde düzenlenen, cinsel taciz suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılmaması,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20/09/2017 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Olay: 07/10/2013 gün ve 2013/360 sayılı İddianame ile sanığın TCK 123/1,53 maddeleri uyarınca cezalandırılması için kamu davası açılmış, Çay Sulh Ceza Mahkemesi yaptığı yargılama sonrası sanığın CMK 223/2-e hükmü uyarınca BERAATİNE karar vermiş, karar Cumhuriyet Savcısı tarafından sanığın eyleminin TCK 105/1. maddesine aykırılık oluşturduğu iddiası ile temyiz edilmiş ve Yargıtay 18. Ceza Dairesi 20/09/2017 gün ve 2017/9359 sayılı kararı ile eylemin TCK 105. maddesinde yazılı cinsel taciz suçunu oluşturup oluşturmadığının tartışılmaması nedeniyle hükmün BOZULMASINA karar vermiştir.
Yargıtay 18. Ceza Dairesinin bozma kararının gerekçesine katılmıyorum. Beraat kararının farklı gerekçe ile kişilerin huzur ve sükunu bozma suçunun sabit olduğundan bozulması gerektiğini düşünüyorum.
Nedenler: … dershanede çaycı olarak çalıştığını, 21/08/2013 günü ve 28/08/2013 günü çalıştığı yere iki kez çiçek gönderildiğini, çiçekleri almak zorunda kaldığını, gönderilen çiçeğin üzerinde “Bugün en güzel gün senin olsun …… “ yazısını içeren not kağıdı bulunduğunu iddia ederek şikayetçi olmuş.
… 06/09/2013 günlü ek ifadesinde 06/09/2013 günü saat 15:40 sıralarında iş yerine daha önce kendisini tanıdığı …’ın geldiğini, alkollü olduğunu, “ben seninle konuşmak istiyorum dediğini, çiçekleri kendisinin gönderdiğini söylediğini, itiraz etmesi üzerine özür dilediğini “ beyan ederek yeniden şikayetçi olmuştur.
… iki kez çiçek gönderdiğini, 06/09/2013 günü dershaneye gittiğini, konuşmak istediğini, art niyeti olmadığını ifade etmiştir.
Sanığın eylemi katılana iki kez çiçek göndermek ve bir kez konuşmak için çalıştığı iş yerine gitmektir.
A) TCK 105. maddesi Cinsel Taciz Suçu’nu düzenlemektedir.
Madde 105- (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.(1)
(2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun;
a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle,
İşlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Cinsel taciz suçu kişilere karşı suçlar ana başlığı altında yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar kapsamında düzenlenmiştir.
TCK 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçu; kişiyi cinsel yönden rahatsız eden, vücut dokunulmazlığını ihlal etmeyen ve cinsel istismar boyutuna varmayan cinsel davranışlardan oluşmaktadır. Kişiyi cinsel yönden rahatsız eden her türlü davranışla ihlal yapılabilir.
Bu suçta korunan hukuki yarar; kişinin cinsel dokunulmazlığıdır. Suçun oluşumu sanığın mağduru cinsel amaçlı rahatsız etmesine bağlıdır. Mağdurun cinsel amaçlı tedirgin edilmesi, rahatsız edilmesi, sıkıntıya sokulması gerekir. Mağdurun cinsel yönden ahlak temizliğine aykırı olarak rahatsız edilmesi gereklidir.
Başka bir ifadeyle bu suçta korunan hukuki yarar; bireyin cinsel hürriyeti ve bu hürriyetin dokunulmazlığı, bunun yanında bireyin ahlak anlayışına saygı gösterilmesi hakkı ile huzur ve sükun ortamının devamlılığı için güvence sağlanmasıdır. Her birey, birbirinin cinsel hürriyetine saygı göstermek ve bu hürriyet alanına izinsiz müdahalede bulunmamak zorundadır.
TCK 105. maddenin gerekçesine göre cinsel taciz, kişinin vücut dokunulmazlığının ihlali niteliğini taşımayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilebilir. Cinsel taciz, cinsel yönden ahlak temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmemesinden ibarettir.
Öğreti ve yargısal kararlarda, bu suç mağduru hedef almış, vücut dokunulmazlığını ihlal etmeksizin, ancak cinselliğine yönelik söz söyleme, mesaj ya da mektup gönderme, el hareketi yapma, öpücük atma, cinsel ilişki teklif etme, cinsel organını gösterme gibi eylemlerle işlenebileceği kabul edilmektedir. Sanık tarafından cinsel amaçlı olarak mağdurun rahatsız edilmesi ve cinsel hürriyetinin ihlali sözkonusudur.
Suçun maddi unsuru, bir kimseyi cinsel amaçlı olarak rahatsız etmektir. Sanık tarafından mağdurun vücut dokunulmazlığı fiziki olarak ihlal edilmeksizin, cinsel amaçlı olarak rahatsız edilmesidir.
Suçun manevi unsuru ise özel kasttır. Kanun koyucu sanığın rahatsız edici hareketlerinde “cinsel amaç aramıştır.” Cinsel amaç içermeyen tacizkar söz ve hareketler; tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma, hakaret suçlarından birisini oluşturabilecek, cinsel amaca dayalı özel kast yokluğu nedeniyle cinsel taciz suçunu oluşturmayacaktır.
Burada korunan ırza tasatti, sarkıntılık veya basit cinsel saldırı aşamasına gelmeyen, cinsel amaca dayalı olarak mağdurun vücuduna dokunmak suretiyle yapılmamakla birlikte, özel kastı oluşturan cinsel amaçlı söz ve işaretler karşısında mağdurun cinsel hürriyetinin güvence altına alınmasıdır.
Bu suçta aranan husus sanığın cinsel amaç gütmesidir. Başka bir ifadeyle cinsel arzu ve isteklerini göstermek maksadıyla hareket etmesi gerekir. Eylemin cinsel amaçla işlenip işlenmediğini ya da hangi fiilin cinsel taciz suçunu oluşturacağı somut olayın özelliklerine göre hakim tarafından takdir edilecektir.
Suçun oluşması için failin cinsel amaç gütmesi ve eylemini belirli bir kişiye ya da kişilere karşı gerçekleştirmesi gerekir.
Cinsel taciz oluşturacak davranışlar ani olabileceği gibi devamlı nitelikte fiillede gerçekleştirilebilir.
Kanun koyucu cinsel taciz suçunu düzelerken iki unsurun varlığını aramıştır; birincisi harekette cinsel amaç ve ikincisi mağdurun taciz edildiği, yani rahatsız ve tedirgin edildiğine dair üçüncü bir gözün yani karar makamının tespitidir.
Cinsel taciz suçunun oluşması için sanığın cinsel arzularını tatmin amacıyla hareket etmesi gerekli değilse de kişiyi rahatsız eden ve sıkıntıya sokan cinsel amaçlı davranışların varlığı gereklidir. Başka bir ifadeyle bu suç cinsel amaçlı bir davranışla işlenebilir.
Cinsel tacizin oluşması için fiilin cinsel yönden mağduru rahatsız edici boyuta ulaşması gerekir. Dolayısıyla cinsel amaç gütmeyen , içerik itibariyle cinsel mahiyet taşımayan arkadaşlık ve evlilik teklifleri ısrarcı nitelik taşısa da cinsel taciz suçunu oluşturmaz. ” Bakınız CGK. 10/03/2015 tarih ve 2015/34. sayılı kararı “
Cinsel içerikli olmayan söz ve fiillerin cinsel taciz suçunu oluşturduğunu iddia etmek suç ve cezada kanunilik, suçta tipiklik ve dar yorum ilkelerine aykırılık oluşturur. Özel kastla işlenen bu suçta hukuk kişinin niyetini okumaz ve buna göre suç ve ceza tayin etmez. Dış düynada meydana gelen eylem ne ise suçun vasıflandırılması ona göre yapılmalıdır. Kişiye iki kez çiçek gönderme ve konuşmak, tanışmak için iş yerine gitme eylemleri TCK 105/1. maddesinde yazılı suçun unsurlarını oluşturmadığı düşüncesindeyiz.
B) TCK 123. maddesi hürriyete karşı suçlar bölümünde yer almaktadır.
Madde 123- (1) Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Bu suçta korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün manevi yönüdür, daha açık bir ifadeyle ruhsal ve psikolojik bakımdan kişilerin rahatsız edilmemesi ve sükun içinde huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşama haklarıdır.
Bu suçta eylemin belli bir kimseye karşı yönelmiş olması gerekir. Belirli bir kimseye karşı yönelmeyen eylemler TCK 183 maddesindeki gürültüye neden olma suçunu veya 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 36. maddesinde gürültüye neden olmak kabahatini oluşturabilir.
Kişilerin huzur ve sükununun bozulması hususunda gösterilen davranışlarla bu suç işlenmektedir. Psikolojik ve ruhsal sükun içerisinde yaşama hakkı korunmaktadır. Kişilerin rahatsız edilmeden sükun içinde, huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşama hakkı vardır. Bu hakkın ihlali suç olarak düzenlenmiştir.
Bu suç her türlü hukuka aykırı davranışlarla işlenebilir.
Suçun maddi unsuru bir kişiyi rahatsız etmek amacıyla ona yönelik hukuka aykırı hareketlerde bulunmaktadır.
Suçun manevi unsuru belirli bir kimseye yönelen hareket, sırf onun huzur ve sükununu bozmak maksadıyla yapılmış olması gerekir. Böylece bu suçun oluşması için özel bir kastla hareket edilmesi aranmıştır. Bu suç özel kastla işlenen bir suçtur.
Sonuç: Yukarıda açıklandığı üzere; cinsel içerikli olmayan ve cinsel amaç gütmeyen, iki kez çiçek gönderme, tanışmak ve konuşmak için iş yerine gitme eylemlerinin TCK 123/1. maddesinde yazılı kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçunu oluşturduğu ve bu suçtan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, beraat kararı verildiği için, farklı gerekçeyle 18. Ceza Dairesinin bozma kararına katılıyorum.

Share

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: